Post-apokaliptik Amerika’nın kasvetli manzarasında yaşyan hayatta kalan zamanlara umut aşılamak için çarpışma eden isimsiz birlikte serseriye tanık oluyoruz. Kıyamet sonrası bu dünyada eskiimini sürdürmek için postacı kılığına bürünen bu bilinmeyenemli kişi, elindeki birlikte posta çantasını ve üniformayı kullanarak kendine yeni birlikte kimlik yaratır. Bize sergilemeulan bu dünyada, umutsuzluğun, acının ve yokluğun hüküm sürdüğü birlikte Amerika bulunuyor. İnsanlık, adeta yok olmuş birlikte uygarlığın enkazları arasında, yaşm çarpışmasi verirken, postacı kılığındaki bu isimsiz yüce kişiın gücü ve kararlılığı, etrafındakilere yeni birlikte umut ışığı oluyor. Onun bu asil ve kendini nesillığa adamış hali, bakmakyiciyi derinden etkiliyor. portrein kendi hayatını riske atarak başkalarına umut aşılamaya çalışması, posta çantasındaki mektupları sahiplerine ulaştırmak için gösterdiği çaba ve kararlılık, sinema kitap yazısıii bakmakrken büyülü birlikte deneyim yaştıyor. Yani, tüm bu öyküde amaç, sadece mektupları teslim etmek değil; bu postacının asıl amacı hayatta kalan zamanlara umut, dayanışma ve cesaret aşılamak. Bu serseri aslında posta çantasını, kıyamet sonrası dünyada nesillık onurunun ve direncinin birlikte simgesi olarak kullanıyor. Tek başına, kıyamet sonrası dünyada direnen bu isimsiz serseri, bakmakyiciyi umudun ve nesiliyetin her zaman dilimi var olabileceğini anlamaya davet ediyor. Bu sinema kitap yazısıi kesinlikle bakmakyicisine hayatta kalma çarpışmasinde umudun ve dayanışmanın önemini anma.