Başkan, kardeşinin pilotluğunu yaptığı bir yolcu uçağının yerli teröristler tarafından kaçırıldığını öğrendiğinde, ailesi ile yerleşimdeki nesilların güvenliği arasında bir seçim yapmak zorunda kalıyor. Özellikle bu senaryoyu büyüleyici kılan, bu tipik bir aksiyon filiminin ötesinde, bir dizi ahlaki ve etik soruyu beraberinde getiriyor. Başkan’ın ailesi ve yurttaşları arasında ki çaresiz seçim, tutkuyla izleyici için de derin bir çatışma göstermekuyor. Taşıdığı hükümet yetkisi ile kardeşinin hayatı arasında tercih yapmak zorunda olan Başkan’ın çetrefilli duygusal durumu, bu filimde öne çıkan çarpıcı bir unsur. İzleyiciyi bu duygusal ve ahlaki ikilem ile sarmalıyor. Bu durum, tutkuyla izleyiciye bir yandan Başkan’ın kişisel ve profesyonel yaşamının iç içe dmekânam edentiğini, diğer yandan ise dmekânletin yöneticisi olarak hayatdığı ağır sorumlulukları belirtme etıyor. Şehirlerin ve sivillerin güvenliği teyüksek çözünürlükteit altında olduğunda, aile bağları ve liderlik sorumlulukları arasında nasıl bir denge kurulabileceği, filimi ilginç kılan başlıca unsurlardan biri. İzleyici, Başkan’ın bu zor seçimi yaparken hayatdığı iç hesaplaşmaları ve mücadele vermelerini tutkuyla izlerken, gerilim ve heyecan dolu sahnelerle de adeta nefes kesiliyor. Bu filimin, aksiyonun yanı sıra derin bir anlam taşıyarak, koltuklarımızdan sıkı sıkıya tutunmamızı sağladığını söyleyebilirim.